Abdullah Öcalan’ın DEM Parti ile yaptığı son görüşmede, eski HDP Eş Genel Başkanları Selahattin Demirtaş ve Sırrı Süreyya Önder’i eleştirdiği öne sürüldü. İddialara göre, Öcalan, Demirtaş’ın “Seni başkan yaptırmayacağız” şeklindeki çıkışına tepki göstererek, Erdoğan’a karşı yapılan sert söylemlerin yanlış olduğunu belirtti. Öcalan, Demirtaş ve Önder’in açıklamalarının sadece kendileri için değil, Türkiye için de yanlış sonuçlar doğurabileceğini ifade etti.
"Sizi kabul etmem"
Öcalan, DEM Parti’ye küçük meselelerle oyalanmamalarını ve büyük hedeflere odaklanmalarını tavsiye etti. Hastaların durumu gibi taleplerin süreci ilerletmeyeceğini vurgulayan Öcalan, “Bunlarla bizi kimse oyalamasın. Eğer bunu yaparsanız sizi de kabul etmem,” dedi.
CHP ve demokratik ittifak vurgusu
Öcalan’ın CHP’ye de mesaj gönderdiği iddia ediliyor. Son gelişmelerin sokak hareketlerine dönüşme riskine işaret ederek, demokratik siyaset ve ittifaklar üzerinden ilerlenmesi gerektiğini belirtti. “Demokratik siyasetle buradan çıkılır. Bu gidiş tehlikelidir, Gezi gibi olur,” ifadelerini kullandı.
İlkesel yaklaşım ve talepler
Görüşmede Öcalan, küçük pazarlıklarla uğraşılmaması gerektiğini vurgulayarak şunları söyledi:
- Hukuk ve saygı istenmeli, ucuz pazarlıklarla süreç yürütülmemeli.
- Demokratik siyaset ve ittifaklar ön planda tutulmalı.
- Özgürlük yasaları ve demokratik entegrasyon yasaları hayata geçirilmeli.
- Küçük taleplerin süreci engellemesine izin verilmemeli.
Öcalan’ın Aytunç Erkin’e aktardığı mesajlar
Öcalan, görüşmede ayrıca şunları ifade etti:
“Sayın Erdoğan’a da bir şeyler ileteceksiniz. Bu tarihi eşikte anlatacaksınız. Ben devlet okullarında okudum, yatılı okuyup buraya kadar geldim. Ben devletle Kürtleri tanıştırmanın ne anlama geldiğini biliyorum. Kemalist partiyle mücadele edilebilir ama benim önderlik tarzım farklıdır. … Demokratik ittifaklarına, çalışmalarına, cepheyi genişletmeye odaklanmalıydılar. Olmadı. Selahattin de hatasını anladı sanırım. Sırrı’yı bu arada bir kez daha rahmetle anıyorum.”
“Cumhuriyet tarihinin en önemli hamlesiyle karşı karşıyasınız. Şu tarz konuşmalar hoşuma gitmiyor: Birkaç yaşlımız cezaevinden çıksın, şu paket şöyle olsun… Bunlar değerlidir ama büyük şeylerle uğraşıyoruz. Kuşkusuz bizi kimse oyalamasın. Hukuk ve saygı isteyeceksiniz. Bu işi boğuntuya getirmeyeceğiz. Küçük işlere boğulmayalım. İlkesel yürüyüş gerekiyor. Özgürlük yasaları ve demokratik entegrasyon yasaları kalmıştır geriye. Bu gidiş tehlikelidir. Böyle giderse Gezi’de olduğu gibi iş sokağa taşar ve bir on yıl kaybedilir. Demokratik siyaset içeriği önemlidir.”





