Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti) Eş Genel Başkanı Tuncer Bakırhan, Süleymaniye’de düzenlenen “Arap Ülkeleri Sosyal Demokrat Müttefikler Konferansı” kapsamında bir panelde konuştu.
Konuşmasına tüm katılımcıları selamlayarak başlayan Bakırhan, Irak Cumhurbaşkanı Abdullatif Reşit ve KYB Başkanı Bafıl Talabani’ye selamlarını iletti. Süleymaniye’nin şairler ve düşünürler kenti olduğunu belirten Bakırhan, burada barışı ve çözümü konuşmanın anlamlı olduğunu söyledi.
“Tekçi rejimler barış getirmedi”
Ortadoğu’nun yüzyıl önce masa başında parçalandığını ifade eden Bakırhan, tekçi, mezhepçi ve ırkçı rejimlerin halklara barış getirmediğini vurguladı. Yüzyıldır farklı kimlik ve inançların baskı altında tutulduğunu hatırlatan Bakırhan, bu politikaların sonuçsuz kaldığını dile getirdi.
Türkiye’de çözüm süreci ve Öcalan’ın rolü
Bakırhan, Türkiye’de bir çözüm sürecinin başladığını anımsatarak şunları kaydetti:
"Sayın Abdullah Öcalan’ın çağrısıyla birlikte yaklaşık 40-50 yıldır devam eden silahlı mücadele son bulacak. 50 yıllık geçmişi olan Kürdistan İşçi Partisi kendisini feshetti. Sayın Öcalan Türkiye'nin demokrasiye ulaşması için, Türkiye'de yaşayan Kürtlerin, Alevlerin ve diğer halkların, inançların eşit yurttaş olmaları için bir kapı araladı."
DEM Parti olarak bu kapıdan geçmek için mücadele ettiklerini belirten Bakırhan, cezaevlerinde binlerce Kürt siyasetçinin bulunduğunu ve hepsinin ortak talebinin eşit yurttaşlık olduğunu söyledi.
Barış sürecinin zorlukları
Bakırhan, sürecin henüz ilk aşamada olduğunu belirterek, “Sayın Öcalan, İmralı Adası'na bir çağrı yaptı. Mecliste bir komisyon oluştu. O komisyon henüz bu işin mağdurlarıyla toplantılar yapıyor” dedi.
Bununla birlikte, yüz yıllık inkar politikalarının kolay aşılmadığını vurguladı: “Zor bir iş yapıyoruz, inkarcılık, tekçilik bir anda bir masada oturmakla kısa bir süre diyalog ve müzakere sürecini yürütmekle ortadan kalkmıyor. Ama biz kararlıyız, umutluyuz.”
Bölgesel etkiler ve Suriye örneği
Bakırhan, Türkiye’deki çözüm sürecinin yalnızca ülke için değil, Suriye başta olmak üzere bölge için de olumlu etkiler yaratabileceğini savundu.
"Türkiye'de bu zemin başarıya ulaştırılması halinde Kobani ve Kamışlo'nun Şam ile barışı da sağlanabilir" diyen Bakırhan, aynı modelin Filistin-İsrail çatışmasına da örnek olabileceğini öne sürdü.
Halkların dayanışması ve özeleştiri
Farklı etnik ve inanç gruplarının birlikte hareket etmesinin önemine işaret eden Bakırhan, “Filistin'in barışını isteyenlerin Kürtlerin temel haklarını da savunabilmesi, Kürtlerin haklarını savunanların da Alevilerin, Hristiyanların ve Gayrimüslimlerin temel haklarını savunması halinde tekçi, inkarcı rejimler masaya getirilebilir” dedi.
Konuşmasında özeleştiriye de yer veren Bakırhan, Filistinlilerin Kürt sorununa daha fazla sahip çıkması gerektiğini belirtti.
“Dayanışma ile Ortadoğu’ya barış gelecek”
Bakırhan, sözlerini şu ifadelerle tamamladı:
"Dayanışarak, birlikte mücadele ederek, birbirinin hakkına hukukuna sahip çıkarak, tekçi, inkarcı, antidemokratik, otoriter rejimleri değiştirerek Ortadoğu'ya barış, demokrasi ve özgürlükler getirilebilir."