Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti) Eş Genel Başkanı Tuncer Bakırhan, 40 yıllık siyasal mücadele deneyiminin en önemli kazanımlarından birinin dayanışma olduğunu belirtti. Haksızlık ve hukuksuzluk karşısında ortak bir tutumun zorunlu olduğunu ifade eden Bakırhan, “Hakkari’deki kayyımı durdurabilseydik İstanbul olmayacaktı” sözleriyle dayanışmanın sonuçları etkileyebileceğini dile getirdi.
İHD GENEL KURULU’NDA YAPILAN KONUŞMA
Bakırhan, Ankara’da gerçekleştirilen İnsan Hakları Derneği’nin (İHD) 22’nci Olağan Genel Kurulu’na katılarak konuşma yaptı. Siyasi partilerin yalnızca kendi seçmen kitlesiyle sınırlı kalmaması gerektiğini vurgulayan Bakırhan, hak ihlallerine uğrayan tüm kesimlerle birlikte hareket etmenin önemine dikkat çekti.
AİHM KARARLARI VE MÜCADELENİN SÜREKLİLİĞİ
Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM) kararlarının uygulanmadığını hatırlatan Bakırhan, 40 yıllık süreçte birçok unsurun değişmediğini ancak mücadelenin devam ettiğini ifade etti. Bu dönemin öğrettiği en önemli derslerden birinin, “kendi mahallemizden çıkmak zorunda olduğumuzdur” sözleriyle özetlenebileceğini belirtti. Hak ihlallerine maruz kalan her kesimle dayanışmanın gerekliliğini yineledi.
“BİRLİKTE DURURSAK DEĞİŞTİREBİLİRİZ”
Bakırhan, dayanışmanın somut sonuçlar doğurabileceğine işaret ederek geçmiş deneyimlerden örnekler verdi. Sistemin farklı kesimler üzerinde baskı kurduğunu belirten Bakırhan, “Birileri görürken başkalarının sessiz kalması, sistemi daha da güçlendirdi” dedi. Hakkari’deki kayyım uygulamasına güçlü bir karşı duruş sergilenmesi halinde İstanbul’daki sürecin farklı ilerleyebileceğini ifade etti.
SİYASİ KARARLARIN SONUÇLARI
Güncel tartışmalara değinen Bakırhan, geçmişte alınan siyasi kararların bugün ortaya çıkan tablo üzerinde belirleyici olduğunu söyledi.
“Dokunulmazlıklara ‘evet’ demeseydik Selahattinler, Figenler, Can Atalaylar bugün içeride olmayacaktı. CHP’li belediyelere yönelik kumpas iddianameleri de olmayacaktı” ifadelerini kullanan Bakırhan, öğrenilen derslerin dayanışma temelinde uygulanması hâlinde daha demokratik bir toplumsal zeminin mümkün olabileceğini dile getirdi.
