Millî Savunma Bakanı Yaşar Güler, Türk Silahlı Kuvvetleri’nin (TSK) terörle mücadeledeki kararlılığını vurguladı. Güler, özellikle PKK’nin kullandığı alanlarda operasyonların aralıksız sürdüğünü belirtti.

Yeni Şafak'tan Fazlı Şahan’a konuşan Bakan, şu ifadeleri kullandı:

“TSK’mız, hâlihazırda bölücü terör örgütü PKK tarafından kullanılan bölgelerde arazi arama-tarama; mağara, sığınak, barınak ile mayın ve el yapımı patlayıcı tespit ve imha çalışmalarına büyük bir kararlılıkla devam ediyor. Ta ki bölgenin tamamen temizlendiğinden ve ülkemize bir daha risk, tehdit ve tehlike oluşturmayacağından emin olana kadar.”

Terörle mücadelede coğrafi sınırlar aşılmakta

Güler, terörle mücadelenin sadece Türkiye sınırları içinde kalmadığını, farklı coğrafyalarda da sürdüğünü belirtti ve terör örgütünün tüm uzantılarına yönelik net bir tutum ortaya koydu:

“Terör örgütü PKK ile farklı coğrafyalarda ve isimler altında faaliyet gösteren tüm uzantıları, nerede olduklarından bağımsız olarak derhâl tüm terör faaliyetlerine son vermeli, bir an önce koşulsuz ve en hızlı şekilde silahlarını teslim etmelidir.”

Ayrıca, toplumun tüm kesimlerini olası provokasyonlara karşı dikkatli olmaya çağırdı:

“Bu süreçte Türk Silahlı Kuvvetleri olarak meydana gelebilecek her türlü gelişme karşısında ülkemizin hak ve menfaatlerini en üst seviyede sağlamaya devam edeceğimizden de hiç kimsenin şüphesi olmasın. Burada altını çizmek istediğim önemli bir husus ise tüm kesimlerin gerek terör örgütü içinden gerekse bu örgütü kullananlardan gelebilecek provokasyonlara karşı dikkatli olması gerektiğidir.”

Suriye ile iş birliği ve savunma kapasitesinin güçlendirilmesi

Bakan Güler, Suriye ile yürütülen iş birliği faaliyetlerine ilişkin şu bilgileri verdi:

“Türkiye olarak Suriye’nin savunma kapasitesinin geliştirilmesi, yeniden inşası ve kalkınması kapsamında askerî, ekonomik, siyasî, insani ve sınaî alanlarda çok sayıda iş birliği yapılmasına yönelik temaslarımız devam etmektedir. Bu bağlamda askerî eğitim ve danışmanlık hizmetleri sunmaya ve Suriye’nin savunma kapasitesini artıracak adımlar atmaya başladık.”

13 Ağustos’ta imzalanan “Ortak Eğitim ve Danışmanlık Mutabakat Muhtırası” ile iş birliğinin derinleştiğini ifade eden Güler, karşılıklı heyet ziyaretlerinin süreceğini ve kapsamın genişleyeceğini söyledi:

“Bu kapsamda; eğitim, ziyaret, danışmanlık ve teknik destek faaliyetleri başlatıldı. Diğer yandan, ihtiyaçların yerinde gözlemlenmesi ve müşterek bir yol haritasının oluşturulması amacıyla bakanlığımızdan müteşekkil heyetler vasıtasıyla teknik ziyaretler yapılacak. Önümüzdeki dönemde, karşılıklı heyet ziyaretleri ve eğitim faaliyetlerinin artarak devam edeceğini ve iş birliğimizin kapsamının daha da genişleyeceğini değerlendiriyorum.”

SDG entegrasyon sürecine ilişkin uyarılar

Güler, SDG’nin Şam Ordusu’na entegrasyon sürecine uyum sağlamadığını vurguladı:

“Suriye’nin toprak bütünlüğünün muhafazası, Suriye’deki yeni hükümetin Suriye’nin tamamında devlet otoritesini tesis etmesi, Suriye’de istikrar ve güvenliğin sağlanması ve terör örgütleriyle mücadele edilmesi Türkiye’nin millî güvenliği açısından hayati önemdedir. Bölgede varlık gösteren terör örgütleriyle mücadele konusundaki tutumumuz net. Suriye’nin toprak bütünlüğüne, egemenliğine, ülkemizin ve bölgemizin güvenliğine yönelik ağır tehdit oluşturan terör örgütlerinin bölgedeki belirsizlikten faydalanmasına, terör yapılanmalarının istismar girişimlerine kesinlikle müsaade etmeyeceğimizi herkes iyi anlamalı ve bilmeli.”

SDG ile ilgili uyarısını şöyle sürdürdü:

“SDG terör örgütü 10 Mart 2025 tarihinde Suriye hükümeti ile imzaladığı mutabakata uygun hareket etmemektedir. SDG terör örgütünün silahsızlanma ve Suriye devletine entegrasyon taahhütlerini yerine getirmesini ve tüm gelişmeleri yakından ve dikkatlice takip ediyor, entegrasyon süreci ile ilgili somut adımların sahada derhâl atılması gerektiğini bir kez daha hatırlatıyoruz. Suriye Yeni Hükümeti’nin; SDG terör örgütünün belirlenen takvime uymaması durumunda, Suriye’nin üniter yapısını ve toprak bütünlüğünü koruma kararlılığı çerçevesinde ve uluslararası hukuk ve meşru müdafaa hakkı kapsamında harekete geçmesi ve tarafımızdan yardım talep etmesi hâlinde Türkiye gerekli desteği sağlayacaktır.”

ABD ile savunma iş birliği ve F-16 tedariki

Güler, ABD ile savunma iş birliğine dair de önemli açıklamalarda bulundu:

“CAATSA yaptırımlarının kaldırılması durumunda F-35 tedarik sürecine geri dönülmesinin de değerlendirileceğini söyledik, söylüyoruz. CAATSA yaptırımları kaldırılırsa ABD ile savunma sanayii ve savunma, güvenlik konularındaki iş birliğinin ivmesinin artacağını değerlendiriyoruz.”

F-16 Blok-70 tedarik süreci hakkında ise şu bilgiyi verdi:

“Planlamalarımız kısa, orta ve uzun vadede düşünülerek yapılmakta ve yeni gelişmeler, değişen durum ve ihtiyaçlarımız çerçevesinde güncellenmektedir.”

Kaynak: Halk Tv