Diyarbakır Büyükşehir Belediyesi Sağlık İşleri Daire Başkanlığı Mezarlık ve Cenaze Hizmetleri Şube Müdürlüğü'nde gassal olarak çalışan Abdülkadir Yüksel, gassallığın manevi yönü ağır, kutsal bir görev olduğunu belirtti.
CENAZELER ÇEŞİT ÇEŞİT GELİYOR
Takriben 19 yıldır gassallık yapan Yüksel, günde yaklaşık 35 cenaze geldiğini ve bu cenazelerin farklı durumlarda olduğunu söyledi. Yüksel, "Evde ölen birinin cenazesi farklı geliyor, adli tıptan farklı geliyor, ateş içinde yanan cenazeler var, su da boğulan cenazeler geliyor. Yıkamaları farklı oluyor" dedi. Adli tıp cenazelerinin kanamalarının devam ettiğini ve bu nedenle yıkama, abdest, gusül ve kefenleme aşamalarında özel bir titizlik gösterilmesi gerektiğini anlattı. Yanarak gelen cenazelerin ise sabunla yıkanmadığını, sadece su ile temizlendiğini ifade etti.

Yüksel, konuşmasını şöyle sürdürdü:
"Adli tıptan gelen cenaze, göğüsten aşağı kadar açılarak, tekrar dikilerek ve kanaması tabii durmuyor. O kanıyla beraber bize getiriyorlar. Yıkanması, abdesti, gusül, pamuk ve naylonla en son kefen yapıyoruz ki o kanaması dışarı saçılmasın. Normal bir cenaze sabunla yıkayabilirsiniz, bir yanma geldiği zaman sabunla yıkayamazsın. Güzelce suyla yıkıyorsun, üstünde necaset var ise onu temizliyorsun."
MANEVİ HİSSETTİĞİ CENAZELERİ ANLATTI
Yüksel, mesleği sırasında yaşadığı manevi olaylara da değindi. "Bazı cenazeler tertemiz geliyor. Yıkamaya alıp, yıkadıktan sonra yüzü değişiyor. Kapkara şekle dönüşüyor. Bu, Allah'ın işidir" diyen Yüksel, bir başka cenaze hikayesini şöyle aktardı: "Geçenlerde yine bir cenaze geldi, içeri aldık. O cenaze, yaş itibariyle 70-80. O cenazeyi yıkadığım zaman, sabaha kadar yıkayabilirdim. O kadar rahattım. Burada iki çeşit cenaze var. Birinci cenaze diyor beni yıka, ikinci cenaze diyor beni yıkama. O da Allah'ın hikmetidir."





