Diyarbakır'ın Silvan ilçesinde yürütülen turizm envanteri çalışmaları sırasında, bölge tarihine ışık tutabilecek yeni kalıntılar gün yüzüne çıkarıldı. Dört köyün sınırları içinde gerçekleştirilen arazi taramalarında, geçmişi binlerce yıl öncesine dayanan yerleşim izlerine rastlandı.
Yeraltı su sistemleri ve kaya yapıları tespit edildi
Yapılan incelemeler sonucunda, büyük kaya bloklarına oyulmuş sarnıçlar, elle şekillendirilmiş taş merdivenler, kaya mezarları ve kapsamlı bir yeraltı su sistemi ortaya çıkarıldı. Söz konusu kalıntıların, tarih öncesi dönemlerde bölgedeki yaşam biçimine dair önemli ipuçları sunduğu belirtiliyor.
M.Ö. 10.200 yılına uzanan izler
Araştırmalar, yerleşim izlerinin M.Ö. 10.200 yılına kadar uzanabileceğini ortaya koydu. Bu dönemin, avcı-toplayıcı toplulukların yerleşik yaşama geçtiği ve tarımsal üretimin başladığı evreye denk geldiği değerlendiriliyor. Bulguların, Ergani ilçesindeki Çayönü yerleşimi ile benzer özellikler taşıdığı ifade ediliyor.
Doğal bir göl ve balıkların davranışı dikkat çekti
Bölgede dikkat çeken bir başka unsur ise Balıklı Göl’e benzetilen doğal bir göl oldu. Gözlemlere göre, bu gölde yaşayan balıkların sabah saatlerinde kaybolduğu, akşam saatlerinde ise tekrar ortaya çıktığı bildirildi. Bu durumun, yerel halk ve araştırmacılar arasında ilgi uyandırdığı belirtildi.
Sur kalıntıları örgütlü yerleşim göstergesi
Bölgede bulunan sur kalıntılarının, dört köyü kapsayacak şekilde inşa edildiği tespit edildi. Bu yapıların, dönemin toplumsal organizasyonunun gelişmişliğine işaret ettiği ve bölgenin yalnızca bir yerleşim yeri değil, aynı zamanda korunaklı bir yaşam alanı olduğu görüşünü güçlendirdiği ifade edildi.
“Bilimsel destek bekleniyor”
Silvan Belediyesi Eşbaşkanı Sevim Biçici, söz konusu bulguların sadece yerel değil, bölgesel ve tarihsel açıdan da büyük bir öneme sahip olduğunu vurguladı. Biçici, “Bugüne kadar gün yüzüne çıkmamış bu tarihi yapılar yalnızca Silvan için değil, tüm Mezopotamya tarihi için büyük bir önem taşıyor. Kültür ve Turizm Bakanlığı başta olmak üzere arkeologların ve tarihçilerin bölgeye gelip incelemelerde bulunmasını talep ediyoruz,” dedi.
Biçici ayrıca, bu alanın arkeolojik açıdan değerlendirilmesi ve bilimsel kazıların başlatılması için üniversiteler ve uzman çevrelerden destek talebinde bulundu. “Bu miras insanlık tarihinin ortak hazinesidir,” ifadesiyle çağrısını yineledi.
