DEM Parti Diyarbakır Milletvekili Sevilay Çelenk, Türkiye’nin İstanbul Sözleşmesi’nden çekilmesinin üzerinden geçen dört yılın sonuçlarını Meclis gündemine taşıdı. Çelenk, kadın cinayetlerinde yaşanan artışa dikkat çekerek, “Kadınların tüm itirazlarına ve uyarılarına rağmen alınan bu ideolojik karar, erkek şiddetini cesaretlendirdi ve tırmandırdı. Uzaklaştırma kararları ve koruma tedbirleri kâğıt üzerinde kalıyor, kadınlar her geçen gün daha korkunç yöntemlerle katledilmeye devam ediyor” dedi.

“KADINLARIN KAZANIMLARI HEDEF ALINDI”

Çelenk, İstanbul Sözleşmesi’nden çıkışın yalnızca uluslararası bir metinden çekilme anlamı taşımadığını vurguladı.

“Sözleşmeden çekilme kararı, kadın örgütlerinin, feministlerin ve hak savunucularının itirazlarına rağmen alındı. Bu karar, devletin yalnızca kadınları değil ev içi şiddet karşısında kırılgan durumda olan tüm yurttaşları koruma yükümlülüğünü terk etmesi anlamına geliyor” ifadelerini kullandı.

“KADIN CİNAYETLERİ TIRMANIYOR”

Milletvekili Çelenk, soru önergesinde Bianet’in derlediği verilere de yer verdi. Buna göre yalnızca eylül ayında erkekler tarafından en az 24 kadın ve 9 çocuk öldürüldü.

Son beş yılın ilk altı ayına ait verilere göre;

  • 2021’de 131,
  • 2022’de 164,
  • 2023’te 147,
  • 2024’te 205,
  • 2025’te ise 136 kadın yaşamını yitirdi.

Bu tabloya dikkat çeken Çelenk, “Bu veriler, kadınların yaşam hakkını güvence altına alacak etkin koruma mekanizmalarının acilen hayata geçirilmesi gerektiğini göstermektedir. Gelinen noktada maalesef erkek şiddeti ve kadın katli vakaları hız kesmeden devam etmekte, hatta tırmanmaktadır” ifadelerini kullandı.

“KADIN CİNAYETLERİ POLİTİKTİR”

Çelenk, kadın cinayetlerinin yalnızca bireysel şiddet olayları olarak değerlendirilemeyeceğini belirterek şöyle konuştu:

“Kadın cinayetleri sadece herhangi bir suç vakası değil, politiktir. Bu yönüyle toplumsal cinsiyet eşitsizliğinin en şiddetli tezahürlerinden biridir. Kadın cinayetlerinin durdurulması, somut çözüm önerilerinin hayata geçirilmesine bağlıdır. Bu devletin görevidir ve bu ancak görevli bakanlıkların ve diğer kamu kurumlarının eşgüdüm içinde mücadelesiyle layıkıyla yerine getirilebilir.”

ŞEFFAF VERİ ÇAĞRISI

Kadına yönelik şiddetle mücadelenin güçlenmesi için verilerin kamuoyuna açık biçimde paylaşılması gerektiğini vurgulayan Çelenk, “Soruşturma, kovuşturma ve mahkûmiyet verilerinin, uzaklaştırma kararı ihlallerinin sonuçlarının ve önleyici tedbirlere ilişkin bilgilerin düzenli olarak kamuoyuyla paylaşılması gerekiyor” dedi.

Çelenk, Adalet Bakanlığı, İçişleri Bakanlığı ve Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı’nın yanıtlaması istemiyle şu soruları Meclis’e yöneltti:

  • Son on yılda kaç kadın koruma kararı için başvuruda bulunmuştur?
  • Verilen uzaklaştırma kararlarının ihlal oranı nedir ve bu ihlaller karşısında kolluk kuvvetleri ne kadar sürede müdahale etmektedir?
  • Koruma kararı altında olmasına rağmen şiddete uğrayan veya hayatını kaybeden kadın sayısı kaçtır?
  • Elektronik kelepçe uygulamasının yaygınlaştırılmamasının gerekçesi nedir?
  • Talep ettiği koruma tedbirleri sonuçlanmadan şiddete maruz kalan kadınlara ilişkin Bakanlıkların elinde hangi veriler bulunmaktadır?

Kaynak: BirGün