Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın Başdanışmanı ve Cumhurbaşkanlığı Hukuk Politikaları Kurulu Başkanvekili Mehmet Uçum, çözüm sürecine ilişkin yeni değerlendirmelerde bulundu.

Analizinde 1925 Şeyh Said isyanının ardından 1928’de çıkarılan 1239 Sayılı Kanun’a dikkat çeken Uçum, bu düzenlemenin “bugünkü geçiş süreci hukuku açısından esin kaynağı” olabileceğini ifade etti.

Mehmet Uçum, 1928 yılında TBMM’nin özel ve geçici bir düzenlemeyi ihtiyaç olarak belirleyip hayata geçirmesinin Cumhuriyet tarihi açısından önemli bir uygulama olduğunu vurguladı.

UÇUM’UN YAZISINDAKİ VURGULAR

Uçum, yazısında şu değerlendirmelere yer verdi:

“1928 yılında TBMM’nin tek, özel ve geçici bir kanuni düzenlemeyi ihtiyaç olarak tespit edip bu kanunu çıkarması, önemli bir hukuk politikası olarak Cumhuriyet tarihimizde yerini almıştır. Bu tecrübe, bugünkü geçiş süreci hukuku açısından en azından sürece özgü tek, özel ve geçici bir kanun yaklaşımına esin olacak özelliktedir."

SÜRECİN GENEL ÇERÇEVESİ

Uçum, “Görüldüğü kadarıyla Terörsüz Türkiye’ye geçiş süreci, temel doğrultuda esasa münhasır bir sapma olmadan ilerliyor” diyerek yeni adımların beklendiği bir aşamaya girildiğini belirtti.

BEKLENEN ADIMLAR

Yazıda, geçiş sürecinin tamamlanmasına yönelik öngörülen adımlar şu başlıklar altında sıralandı:

  • TBMM komisyonunun İmralı’yı dinleme konusunda karar vermesi.
  • Diyarbakır annelerinin taleplerine yönelik adımların atılması.
  • Silah bırakma süreçlerinin kapsamının genişletilmesi.
  • Terör örgütünün fiilen sona erdiğine ilişkin idari ve pratik tespitlerin yapılması.
  • Komisyon tarafından sürece ilişkin bir hukuk raporu hazırlanması.
  • Demokrasi perspektifinin ortaya konacağı raporlama yöntemlerinin belirlenmesi.
  • Suriye’de ülkenin birliği doğrultusunda bütünleşme adımlarının güçlendirilmesi.

Uçum, sürece yönelik olumlu katkı sağlayacak farklı hukuki ve siyasi gelişmelerin de yaşanabileceğini, ancak “fikri ve fiili sabotajlara karşı teyakkuz”un önemini koruduğunu vurguladı.

Sürecin bir yılı aşkın süredir ilerlediğini belirten Uçum, zaman zaman yaşanan gecikmelerin “sürecin ilerlemediği” şeklinde yorumlanmaması gerektiğini ifade etti.

KANUNUN İÇERİĞİ

Uçum analizinde, 1928 tarihli “1239 sayılı Şark Mıntıkasında Muayyen Vilayet ve Kazalarda Ceraim Takibatı ile Cezalarının Tecili Hakkında Kanun”u ayrıntılarıyla ele aldı.

Bu kanunla, ilgili bölgelerde 27 Kasım 1927’ye kadar işlenen suçlara dair soruşturma ve cezaların ertelendiği; belirli süre içinde başvuran sanıkların bu ertelemeden yararlanabildiği aktarıldı.

Kanuna göre, belirlenen süre içinde yeni bir suç işlemeyenlerin önceki fiillerinin “işlenmemiş sayılacağı”, aksi durumda ise Türk Ceza Kanunu’nun içtima ve tekerrür hükümlerinin uygulanacağı düzenlendi.

KANUNUN TARİHSEL DEĞERİ

Uçum, bu düzenlemenin dönemsel şartlardan doğduğunu ve bugünle birebir karşılaştırılamayacağını belirterek, yine de Cumhuriyet tarihinde geçiş süreci hukukuna ihtiyaç duyan dönemlerin yaşandığını göstermesi bakımından anlam taşıdığını ifade etti.

SONUÇ BÖLÜMÜ

Uçum’a göre bugünün koşulları, geçmişten farklı dinamiklere sahip olsa da TBMM’nin Terörsüz Türkiye’ye geçiş sürecine uygun bir kanunu hazırlama kapasitesine sahip olduğu açıktır. Meclisin hem tarihsel birikimi hem de mevcut kurumsal gücü sayesinde sürecin gerektirdiği tüm adımları atabileceği değerlendirilmektedir.

Kaynak: AA