DEM Parti Grup Başkanvekili Sezai Temelli, yaptığı değerlendirmelerde Kürtlerin siyaset anlayışına değindi. Temelli, “Artık herkes şunu bilmeli ki Kürtler emanet kimliklerle siyaset yapmayacak” diyerek, Kürtlerin kendi kimlikleriyle siyasete katılım sağlayacağını ifade etti.
Ademi merkeziyetçilik tartışmaları
Suriye’deki gelişmelere ilişkin konuşan Temelli, Kuzey-Doğu Suriye ile Şam yönetimi arasındaki ilişkilere dikkat çekti. Bu bağlamda gündemdeki ademi merkeziyetçilik tartışmalarına değinerek, “Adem-i merkeziyetçi bir yaklaşımla bir çözüm üretilebilirse, Suriye’nin demokratikleşmesi sağlanabilirse inanın bu Suriye için de Türkiye için de çok önemli katkı sağlayacaktır” değerlendirmesinde bulundu.
Meclis’teki komisyon çalışmaları
Barış ve Demokratik Toplum Süreci kapsamında kurulan Milli Dayanışma, Kardeşlik ve Demokrasi Komisyonu’nun faaliyetlerine de değinen Temelli, komisyonun zaman planlamasını eleştirdi. “Bu dinlemeler ne kadar doğruysa yöntemi de o kadar yanlış” diyen Temelli, komisyonun rapor ve yasa taslaklarını yeni yasama dönemine hazırlayarak sürece daha hızlı katkı sunması gerektiğini söyledi.
Ayrıca “Komisyonda çözüme dair ortak ajanda üretilmeli” diyerek, Kürt meselesinin demokratik çözümünde ilk ivmeyi bu komisyonun sağlaması gerektiğini vurguladı.
Yargı paketleri ve infaz düzenlemeleri
Meclis’in yeni yasama yılına da işaret eden Temelli, iktidarın özel bir yasa üzerinde çalıştığını dile getirdi. “İnfazda eşitlik bekliyoruz” diyen Temelli, önümüzdeki dönemde gündeme gelecek yargı paketlerinde infaz düzenlemelerinin yer alacağını kaydetti.
CHP’ye yönelik polis müdahalesi
CHP İstanbul İl Başkanlığı önünde yaşanan polis ablukasını değerlendiren Temelli, bu durumu 2015 sonrası yaşanan süreçte DEM Parti’ye yönelik uygulamalarla benzeştirdi. “O polis ablukası bizim 2016’da yaşadığımız bir sahneyi hatırlattı” ifadelerini kullandı.
“Kayyımcı akıl krizlerin nedeni”
Temelli, Türkiye’nin uzun süredir krizlerle karşı karşıya olduğunu belirterek, bunun temel nedeninin otoriter yönetim anlayışı olduğunu savundu. “10 yılı aşkın süredir Türkiye krizler içinde boğuşuyorsa tek nedeni kayyımcı akıl ve otoriter rejim” sözleriyle görüşünü dile getirdi.