Saha Araştırmaları Merkezi (SAMER), “Dönemsel Söylem ve Pratikler Bağlamında Doğu ve Güneydoğu Anadolu Bölgelerinde Yapılan Kamuoyu Araştırmalarının Analizi” başlıklı raporunu yayımladı. Ocak-Ekim 2025 dönemini kapsayan ve 16 il merkezinde hane bazlı yüz yüze görüşmelerle hazırlanan çalışma, iktidarın “çözüm” söylemlerinin halk nezdindeki karşılığını ve toplumun acil taleplerini verilerle ortaya koydu.

İKTİDARIN SÖYLEMİ VAR, PRATİĞİ YOK

Araştırmanın en dikkat çekici sonuçlarından biri, iktidarın söylem ve pratikleri arasındaki uçuruma dair halkın tespitleri oldu. Ocak ayında hükümetin söylem ve pratiklerini uyumsuz bulanların oranı yüzde 27,1 iken, bu oran ekim ayında yüzde 47,7’ye yükseldi. İktidarın tartışmaları gündemde tutmasına rağmen somut adım atmaması, bölge halkında güveni zayıflattı. Raporda bu durum, kamuoyunun süreci “niyet” üzerinden değil, “icraat ve hukuki güvence” üzerinden değerlendirdiğini gösterdi.

KÜRT HALKI SOMUT ADIM VE HUKUKİ GÜVENCE BEKLİYOR

Yurttaşların “sağlıklı bir süreç” için talep ettiği başlıklar, halkın çözümden ne anladığını da net bir şekilde açığa çıkardı. Mart ve ekim ayları arasında yapılan karşılaştırmada, tüm demokratik taleplerde belirgin bir artış gözlemlendi. İnfaz düzenlemesinde mart ayında yüzde 65 olan talep oranı, ekim ayında yüzde 78’e çıktı. Kayyımların sonlandırılmasını isteyenlerin oranı yüzde 76,5’e yükseldi. Hasta mahpusların bırakılması talebi yüzde 74,9; cezası bitenlerin tahliyesi ise yüzde 74,5 oranında karşılık buldu.

Terörle Mücadele Kanunu’nun (TMK) kaldırılması (yüzde 62,4) ve “umut hakkı”nın yasal olarak tanınması (yüzde 71,9) talepleri de yükselişini sürdürdü.

Raporda, halkın tekil hamleler yerine bütünlüklü bir adım beklediği vurgulandı.

MECLİS VE İKTİDAR EN DÜŞÜK YETERLİLİĞE SAHİP

Aktörlerin sürece dair sorumluluklarını yerine getirme düzeyleri sorulduğunda, halkın en az güvendiği kesimler mevcut kurumsal yapılar oldu. Abdullah Öcalan’ın sorumluluklarını yerine getirme konusundaki yeterlilik atfı yüzde 42,9 ile ilk sırada yer alırken; iktidar yüzde 24,8, Meclis yüzde 22,1 ve muhalefet ise yüzde 20,3 ile halktan en düşük “yeterlilik” notunu alan kesimler oldu.

TOPLUM SÜRECİN “CİDDİLEŞMESİNİ” İSTİYOR

SAMER’in raporu, bölge halkının barış fikrine kapıyı kapatmadığını ancak belirsizliğe ve takvimsizliğe de tahammülünün kalmadığını gösteriyor. “Koşullu destek” sunan kitle, sürecin bir seçim yatırımı ya da oyalama taktiği olmamasını; şeffaf bir takvim ve Meclis merkezli bir hukuki mimariyle kalıcı hale getirilmesini talep ediyor.

Kaynak: EVRENSEL