Van Yüzüncü Yıl Üniversitesi Okul Öncesi Öğretmenliği Bölümü birinci sınıf öğrencisi 21 yaşındaki Rojin Kabaiş, okula başladıktan yalnızca üç gün sonra, 27 Eylül akşamında Van Gölü kıyısında kayboldu. Kabaiş’in cansız bedeni, 15 Ekim’de kaybolduğu bölgeden yaklaşık 24 kilometre uzaklıktaki Mollakasım Köyü Sahili’nde bir yurttaşın ihbarı üzerine bulundu.
Adli Tıp Kurumu’nun 10 Ekim tarihli raporunda, Rojin Kabaiş’in bedeninde iki farklı erkeğe ait DNA izine rastlandığı belirtildi. Rapora göre örneklerden biri göğüs bölgesinden, diğeri ise vajina içinden alındı.
TELEFON HALA İNCELENMEK İÇİN GÖNDERİLMEDİ
Soruşturma devam ederken baba Nizamettin Kabaiş, Yeni Özgür Politika’ya yaptığı açıklamada, kızının telefonunun henüz Portekiz’e gönderilmediğini öğrendiğini söyledi. Savcıyla yaptığı görüşmeyi şöyle aktardı:
“Telefonun Portekiz’e gönderildiği yönündeki haberler doğru değil. Savcı, bilirkişilerle birlikte göndermeyi planladıklarını ama cihazın hâlâ ellerinde olduğunu söyledi. Telefon açıldığında yeni bilgilere ulaşılacaktır. Avukatımız, Rojin’in kaç gün suda kaldığı ve ölüm tarihiyle ilgili sorular yöneltti. Bir hafta içinde yanıt verileceğini söylediler. Suyun cansız bedeni sürüklediği yönündeki ifadeye de itiraz ettik, o ifade dosyadan kaldırıldı.”
AİLE TEHDİT ALDIĞINI SÖYLÜYOR
Adalet arayışını sürdüren baba Kabaiş, kimliği belirsiz kişiler tarafından tehdit edildiğini belirtti. Kabaiş, yaşadıklarını şu sözlerle aktardı:
“WhatsApp üzerinden ‘Bu davadan vazgeçin, elimizdesiniz’, ‘Peşini bırakmazsanız sizin de ölümünüz yakın’ gibi mesajlar alıyorum. Biri Endonezya’ya, diğeri de İran’a ait telefon numaraları ile gönderiliyor. İki gün önce de küfür ve hakaret içerikli bir tehdit mesajı aldım. Bu mesajları savcılığa ilettik; gerekli işlemleri yürüteceklerini söylediler. Ama biz onlardan korkmayız, kimseden de çekinmeyiz.”