TBMM Genel Kurulu’nda Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı ile Ticaret Bakanlığı bütçeleri görüşülürken söz alan DEM Parti Milletvekili Ömer Öcalan, gündemdeki gelişmeleri değerlendirdi. Milli Dayanışma, Kardeşlik ve Demokrasi Komisyonu’nun Abdullah Öcalan’ı ziyaret etmesine değinen Öcalan, sürecin seçim hesaplarına kurban edilmemesi gerektiğini vurguladı. Konuşmasında ana muhalefet partisine yüklenen Öcalan, CHP'nin sürece dahil olmak yerine dışarıdan eleştiri getirmesini doğru bulmadıklarını ifade etti.
CHP'YE TEPKİ GÖSTERDİ
Komisyonun gerçekleştirdiği görüşmeyi tarihi bir adım olarak nitelendiren Öcalan, CHP'nin heyete katılmamasını eleştirdi. Öcalan, Genel Kurul'daki konuşmasında şu ifadeleri kullandı:
“Cesaretle, ferasetle, dik duruşla bu yolda yürüdü ama eksik yönleri de vardı, bu eksik yönleri noktasında biraz eleştirilerimiz vardı. Bazı partilerin yüz yıllık muhafazakâr kodlarından ayrılmaları gerekmektedir. Tutanakların kamuoyuyla şeffaf bir şekilde paylaşılmasından yanayız. Kamuoyu her şeyi şeffaf bir şekilde bilmelidir ama buradan popülist siyaset üzerinden fırtına koparmanın anlamı yok. Cumhuriyet Halk Partisinin üyesi İmralı Adası'na gidip konuşmalara, görüşmelere katılabilirdi, dinleyebilirdi, komisyondaki kendi 11 üyesini de bilgilendirebilirdi. Sonraki toplantıya geliyor, toplantıda ‘Görüşmenin tamamını bize anlatın.’ deme durumunda da bulunuyor.”
SEÇİM HESAPLARINA SIKIŞTIRILMAMALI
İktidarın ve diğer partilerin süreçte risk aldığını ve bunun seçim kaygısıyla yapılmadığını savunan Öcalan, meselenin siyasi hesaplara alet edilmemesi gerektiğini belirtti. Öcalan sözlerini şöyle sürdürdü:
“Bunu Kürt halkı da görmelidir, Türkiye halkları da görmelidir; bunu, kırk yıllık çatışma ve şiddet zeminde büyük acılar yaşayan Kürt'üyle, Türk'üyle hepsi çok iyi takip etmelidir. Buradan yürünecek, muhalefet edilecek, siyaset devşirilecek bir alan değildir. İktidar elbette ki risk almıştır, diğer partiler risk almıştır. Neyin riski alınmıştır? Seçim kaygısıyla hareket etmemişlerdir. Kürt meselesi seçim kaygıları içerisine sıkıştırılacak bir mesele değildir. Bunun önünde büyük adımlar atılmıştır ve bu adımları da takdir etmek lazım.”
EN BÜYÜK YÜKÜ CHP ALMALIDIR
Sürecin toplumsallaşması için ana muhalefet partisinin inisiyatif alması gerektiğini dile getiren Öcalan, partisinin barıştan yana olduğunu vurgulayarak şunları kaydetti:
“Bu sürecin en yüklenici partisi ana muhalefet partisi olmalıdır, ana muhalefet partisi bu noktada rolünü oynamalıdır, bu noktada inisiyatif almalıdır. Bir yılı aşan bir süredir insanlar yaşamını yitirmiyor, en azından bir diyalog zemini var, bu süreci toplumsallaştırmak, daha da toplumsallaştırmak için büyük bir destek var, büyük bir katkı var, insanlar yakından takip ediyor. Biz bu süreci daha da genişletmek, daha da toplumsallaştırmak için, ivme kazandırmak için her alanda elimizden geleni yapacağız ama iktidar partisinin de yaptığı eksikliklerin, yaptığı yanlışların, yaptığı zulmün de sonuna kadar karşısında duracağız ama iktidar partisi bu noktada inisiyatif almışsa, ‘Biz bu yüz yıllık meseleyi çözeceğiz.’ demişse, ‘Biz barışa yürüyeceğiz.’ demişse elbette ki bu noktada kim iktidar olursa olsun DEM Parti’nin yaklaşımı çözümden yanadır, barıştan yanadır. Zaten elini barış için yıllardır uzatmıştır. Ana muhalefet partisinin ikircikli bir yaklaşımı olmamalıdır, farklı arayışlar içerisine girmemelidir. Reformist anlayışlar bu ülkeye kazandırmıyor, popülist yaklaşımlar bu ülkeye kazandırmıyor, buradan manşet atmanın anlamı yoktur. Biz bu süreci büyütmeliyiz, katkı sunmalıyız, görüşmeler daha da artırılmalıdır, gidiş gelişler yoğunlaşmalıdır ancak çatışanlar, savaşanlar birbirleriyle oturup konuşmalıdır. Kürt meselesinin çözümüyle demokrasi durumu doğru orantılıdır. Lakin Kürt meselesi çözüldükten sonra da bu ülkede demokrasi mücadelesi, birçok toplumsal meseleler vardır.”





