Sovyetler Birliği ile Kürtler arasındaki ilişkiler, 20. yüzyıl boyunca değişken bir seyir izlemiş ve iki tarafın çıkarları doğrultusunda şekillenmiştir. Sovyetler, Kürt hareketini desteklemek için çeşitli dönemlerde adımlar atmış ancak bu destek, çoğunlukla siyasi ve askeri çıkarlar çerçevesinde sınırlı kalmıştır.
Erken Temaslar ve İlk Destekler: 1920’ler
Sovyetler Birliği ile Kürtler arasındaki ilişkiler, 1920’lerde Sovyet Devrimi'nin ardından başlamıştır. Sovyet yönetimi, Orta Doğu'da Batı emperyalizmine karşı direniş gösteren halklara destek verme amacındaydı. Bu dönemde Kürtler, Sovyetlerle temas kurarak bu politikadan faydalanmak istemiştir.
Mahabad Kürt Cumhuriyeti: 1946
1946 yılı, Sovyetler Birliği'nin Kürt hareketine doğrudan desteğini sağladığı bir dönüm noktasıdır. Mahabad Kürt Cumhuriyeti, Sovyetler Birliği’nin askeri desteğiyle kuruldu. Ancak, Sovyetler Birliği’nin baskılarını artıran İran hükümetinin karşı çıkması ve Sovyetler'in bölgedeki çıkarları nedeniyle Mahabad Cumhuriyeti kısa süre sonra yıkıldı.
Barzani ve Sovyet Desteği: 1946-1970’ler
Mahabad Cumhuriyeti’nin çöküşünün ardından Kürt lider Mele Mustafa Barzani, Sovyetler’e sığınarak askeri eğitim aldı. Barzani ve Peşmerge’ler, Sovyetler tarafından desteklendi ancak Sovyetler, Kürtlerin bağımsızlık taleplerine doğrudan destek vermedi. Barzani, Sovyetlerle görüşmeler yaparak Kürt hareketi için destek talep etti, ancak Sovyetlerin bölgesel çıkarları, bu desteklerin sınırlı olmasına yol açtı.
Soğuk Savaş Döneminde Kürtler ve Sovyetler: 1950’ler-1960’lar
Soğuk Savaş'ın etkisiyle Sovyetler, Arap ülkeleriyle yakın ilişkiler kurarken, Kürt hareketine olan desteğini azalttı. Arap sosyalist rejimleriyle ittifaklar kuran Sovyetler, Kürt hareketini bir araç olarak kullanarak Batı destekli rejimlere karşı baskı yapmayı amaçladı. Bu dönemde Kürtlerin bağımsızlık taleplerine yönelik net bir destek sağlanmadı.
1970’lerde Kürtler ve Sovyet İlişkileri
1970'lerde Sovyetler, Irak’taki Kürtlere özerklik verilmesi konusunda dengeli bir tutum sergiledi. Sovyetler, Bağdat yönetimiyle olan stratejik ilişkilerini bozmamak için Kürtlere doğrudan askeri destek sağlamaktan kaçındı. Bu dönemde Kürtler, Sovyet desteğinden çok kültürel haklarının tanınmasını bekledi.
Kültürel Destek ve Kızıl Kürdistan: 1923
1923 yılında Sovyetler Birliği, Azerbaycan SSC sınırları içinde Kürtlerin yaşadığı bölgede "Kızıl Kürdistan" olarak bilinen bir bölge kurdu. Bu bölge, Kürt kültürünün korunmasına ve geliştirilmesine yönelik bir adım oldu. Ancak, Sovyetler Birliği'nin 1929’da bu bölgeyi feshetmesiyle birlikte Kürtler üzerindeki baskılar arttı.
Sovyetler Birliği’nde Asimilasyon Politikaları ve Kürt Sürgünü: 1930’lar
Stalin döneminde uygulanan asimilasyon politikaları nedeniyle birçok Kürt, Orta Asya’ya sürgün edildi. Bu dönemde Kürtçe yayınlar yasaklandı ve Kürt kültürel faaliyetleri sınırlanmaya başlandı. Bu baskılar, Sovyetler Birliği'ne duyulan güveni sarstı.
Yekbûn Hareketi ve Kültürel Canlanma: 1989
1989’da Sovyetler Birliği’nde Kürtler arasında kültürel bir canlanma yaşandı. Yekbûn hareketi, Kürt kimliğinin yeniden canlandırılması, Kürtçe eğitimin desteklenmesi ve Kürt kültürünün yaşatılması adına önemli adımlar attı. Bu hareket, Sovyet Kürt toplumu arasında ulusal bilincin yeniden filizlenmesine katkı sağladı.
Sovyetler Birliği’nin Çöküşü ve Kürtler: 1991
Sovyetler Birliği'nin 1991'de dağılmasının ardından, Kürtler Batılı ülkeler ve bölgesel aktörlerden destek arayışına yöneldi. Sovyetler Birliği ile ilişkiler, yeni bir döneme girerken, Kürt hareketi de Batı’nın desteğine daha fazla önem vermeye başladı.
Sovyetler ve Kürt Hareketi
Sovyetler Birliği ile Kürtler arasındaki ilişki, tarih boyunca inişli çıkışlı bir seyir izlemiştir. Sovyetler zaman zaman Kürtleri desteklemiş, ancak bu destek çoğunlukla kendi stratejik çıkarları doğrultusunda sınırlı kalmıştır. Kürtler, Sovyetler Birliği'ni kendi ulusal davalarına destek verme açısından önemli bir aktör olarak görmüş, ancak nihai bağımsızlık talepleri hiçbir zaman tam anlamıyla Sovyetler tarafından desteklenmemiştir.