ÖZEL HABER - Abdullah AKYOL
Mehmet Bey 61 yaşında. Tam 30 yıldır kalaycılık yapıyor. Ağabeyi Seyithan Bey ise 72 yaşında ve yaklaşık 60 yıldır bu mesleğin içinde. Çocuk yaşlarda çırak olarak girdikleri dükkanlar, bugün onların hayatı, ekmeği ve hafızası olmuş durumda.
Sur’un tarihi Bakırcılar Çarşısı’nda yıllarını geçiren iki kardeş, yan yana dükkanlarında hala bakır kapları kalaylayarak geçimlerini sağlıyor. Ancak dükkanlarının önünden geçen zaman, mesleğin de sessizce tükenişine tanıklık ediyor.
“NE ÇIRAK VAR NE DE DEVAM EDECEK BİRİ ”
Kalaycılık artık eskisi gibi rağbet görmüyor. Hazır mutfak ürünleri, çelik tencereler ve değişen yaşam alışkanlıkları, bu kadim mesleği adım adım yok etmiş durumda. Mehmet ve Seyithan kardeşler, yıllardır çırak bulamamaktan yakınıyor.
“Gençler bu işi yapmak istemiyor” diyen ustalar, mesleğin kendileriyle birlikte tarihe karışmasından endişe ediyor. Ne öğretecek bir çırak ne de dükkanı devredecek bir el var.
BİR MESLEK, BİR KÜLTÜR YOK OLUYOR
Kalaycılık sadece bir geçim kapısı değil; aynı zamanda Diyarbakır’ın kültürel belleğinin bir parçası. Yıllar boyunca binlerce bakır kap bu dükkanlarda yeniden hayat buldu. Ancak bugün çekiç sesleri daha seyrek, işler daha durgun.
İki kardeş, her sabah dükkanlarını açmaya devam ediyor. Belki bir müşteri gelir, belki bir bakır kap daha kurtarılır diye… Ama asıl umutları, bu mesleğin tamamen unutulmaması.
SUR’DA SON NEFES
Mehmet ve Seyithan kardeşler, Diyarbakır Sur’da kalaycılığın son temsilcileri. Onların elleriyle yaşatılan bu meslek, artık yok olmanın eşiğinde. Bakırcılar Çarşısı’nda yankılanan her çekiç sesi, aynı zamanda bir vedanın habercisi gibi…
Bir meslek değil sadece kaybolan bir kültür, bir emek ve bir hayat hikayesi de sessizce tarihe karışıyor.