Medeniyetlerin beşiği olarak adlandırabileceğimiz Diyarbakır, günümüzde olduğu gibi geçmişte de çeşitli halklara ve görüşlere ev sahipliği yaptı. Tüm halklar bu şehirde belli bir iz bıraktı ve bırakmaya devam ediyor. Diyarbakır Ulu Camii tarihi ile ciddi beğeni toplayan ve şehir halkı için büyük önem taşıyan binalardan biri.
Tarihi eski medeniyetlere, sonrasında Hristiyanlara, nihayet de Müslümanlara kadar izlenebilen Diyarbakır Ulu Camii, içinde barındırdığı çeşitli yapılarla ve nesilden nesle aktarılan hikayeleriyle sadece Diyarbakır'ın değil, tüm Türkiye'nin en önemli yapılarından biri.
Peki Diyarbakır Ulu Camii tarihi açıdan nasıl bir önem taşımaktadır? Yapı eskiden kilise olarak kullanıldı mı? Diyarbakır Ulu Camii ne zaman inşa ettirildi? Tüm bu soruların cevaplarını derledik.
Diyarbakır Ulu Cami Tarihi
Diyarbakır Ulu Cami tarihi çok ama çok eskiye dayanmaktadır. Öyle ki, yapının tam olarak hangi tarihte inşa edildiği tam olarak bilinmemekte! Tarihçiler yine de yapının milattan önce inşa edildiği konusunda uzlaşmış vaziyetteler.
İslamın doğuşundan sonra kiliseye çevrilen yapı, yedinci yüzyıla kadar Mor Toma Kilisesi olarak bilinmekteydi. Kiliseyi inşa ettiren Süryani halkının Hristiyanlığı kabul etmesinin ardından yapının kiliseye çevrilmesi oldukça doğal karşılandı.
639 yılında başlarında ikinci halife Hazreti Ömer'in bulunduğu Müslüman Araplar tarafından Diyarbakır fethedildi. Bu yıllarda Mor Toma Kilisesi de diğer eserlerle benzer kaderi paylaştı ve ilk kez kısmen camiye çevrildi.
1091 yılına kadar kısmen cami olarak kalan yapı, bu tarihte Büyük Selçuklu İmparatorluğu hükümdarı Melikşah tarafından tamamen onartıldı ve camiye dönüşüm süreci nihayete erdi.
Melikşah'ın gerçekleştirdiği onarım, camide bulunan kitabede şu şekilde anlatılmakta:
"Rahman ve rahim olan Allah'ın adıyla; Allah'tan başka Tanrı yoktur, Muhammed onun elçisidir. Bunun yapılmasını Büyük Sultan, Büyük Sahlann Şahı, ümmetin ve emirlerin başı, Arap ve acemlerim efendisi, dünya ve dinin yücelticisi, Devletin Kudreti, Fetih babası, Alparslan oğlu Melikşah -Allah saltanatını devamlı kılsın- emretti.
"Dinin şerefi, Devletin direği, Vezirlerin tacı, Cehir oğlu Mansur Muhammed valiliği zamanında -Allah günlerini uzatsın-; Kadılann şerefi, Büyük kadı Abdülvahid oğlu Abu nasır Muhammed eliyle ve Kudüs'lü Muıammed oğlu Ahmed'in vekaletiyle 484 (1091) senesinde Yapıldı."
1115 yılında gerçekleşen deprem ve yangınların ardından yapının iç kısmı büyük hasar gördü. İç kısımda bulunan kemer, sütun ve kaplamalı taşlar maalesef yok oldu.
Selçuklu dönemi sonrası Artuklular ve Akkoyunlular döneminde de yapı büyük değişiklikler geçirdi. Bu değişikliklerin en önemlisi El Cezeri tarafından inşa ettirilen güneş saatinin cami kompleksi içinde yer almasıdır.
Osmanlı döneminde de cami önemini kaybetmedi. Caminin iç kısmında pek çok padişaha ait kitabe ve fermanlar yer alır. Bunun yanı sıra diğer Müslüman ve Türk devletlerinin de yazıtları cami kompleksinde bulunabilir.
Diyarbakır Ulu Cami, İslam alemi için de büyük önem taşır. Cami, Mekke, Medine, Kudüs ve Şam'dan sonra İslam'ın beşinci Harem-i Şerif'i, yani kutsal camii olarak kabul edilmektedir.
Diyarbakır Ulu Cami Güneş Saati Nerede?
Diyarbakır Ulu Camii güneş saati ile de öne çıkmaktadır. Bu güneş saati, 1136-1206 yılları arasında yaşamış olan büyük İslam alimi El Cezeri tarafından yapılmıştır.
Artuklu döneminde yaşayan ve hayatını Artuklu sarayında ilim yayarak geçiren El Cezeri, bu yıllarda yaptığı çalışmalarla günümüzün robot biliminin, yani sibernetiğin önünü açan insandır. Kendisi zaten Batı dünyasında da "sibernetiğin babası" olarak bilinmektedir.
El Cezeri'nin çalışmaları arasında en önemlilerinden biri, bizzat kendi elinden çıkan güneş saatidir. Başlıklı sütun üzerinde yer alan ve bir mermer üzerine yerleştirilen metal parçasının, güneşin hareketiyle birlikte çevresinde dönen gölge sayesinde zamanı gösteren güneş saati 800 yıldan uzun süredir ayaktadır.
Önceden bizzat Diyarbakır'ın Sur ilçesinin Dağkapı Meydanı'nda yer alan güneş saati, Cumhuriyet döneminde zarar görmemesi için Ulu Cami avlusuna taşınmıştır. Hafif çatlaklara rağmen halen ayakta duran güneş saati, parmaklıkla çevrilmiş vaziyettedir ancak halen kullanılmaktadır.
Diyarbakır Ulu Cami Yılan Hikayesi
Diyarbakır Ulu Cami bir diğer özelliğiyle daha ilgi çekiyor; caminin dış duvarlarının birinde demirden bir yılan figürü yer almaktadır.
Bu figürün ne zaman ve ne amaçla inşa edildiği bilinmemekte, fakat dört ayrı hikayeden bahsedilmektedir. Dört hikayenin tamamı bir nevi evliya menkıbesi konumunda.
Dört hikaye, Diyarbakır Ulu Camii'nde Diyanet İşleri Başkanlığı bünyesinde tur rehberliği yapan Yaser Aydın tarafından şu şekilde aktarılıyor:
“Birinci yorum; bir velinin Ulu Cami avlusu içerisinde namaz kıldığını ve bu esnada iblisin yılan suretine girip kendisine zarar vermek istediği sırada o yılanın demire dönüştüğü hikayesiyle ziyaretçilerin Diyarbakır Ulu Camine geldiklerini görüyoruz.
İkinci yorum, demirin dışarıdan görünen kısmı paratoner görevi görmüş olması, şimşek savar görevini üslendiğini söyleyenler var. Tabi demirin toprağa uzanan bir yönünün olduğu, şimşek çaktığı zaman toprağa iletildiğini söyleyenler var.
Üçüncüsü, Diyarbakır sert ve karasal iklime sahiptir. Yaz mevsimi yağışların az olması hasebiyle kurak olur kurak olmasıyla birlikte akrepler çok olur. Bir âlimin buradaki ibadet yapanlara akreplerin zarar vermemesi adına onu tılsımlayıp oraya bıraktığı yorumu da yapılır.
Dördüncü tutarlı olan yorum ise bu olduğunu düşünüyorum; Artuklular döneminde açılan Mesudiye Medresesini görüyoruz. Diyarbakır Ulu Cami avlusunda. Medresede birçok ilimlerin eğitimlerinin verildiğini görüyoruz. Astronomiden, coğrafyaya, tıp, eczacılık gibi birçok ilim dallarını burada verildiğini görüyoruz. Bu eğitimler verilirken birçok bitkide ne tür faydalar olduğuyla alakalı dip notlar paylaşılır. Bununla beraber yılanın panzehrinden ilaç üretilir. Buraya konulan figürün ise onu tanıtan bir sembol olduğu vurgusu daha tutarlı olduğunu düşünüyorum."
Diyarbakır Ulu Cami Özellikleri
Diyarbakır Ulu Camii kompleksi içinde iki cami, (Hanefiler ve Şafiler Bölümü), iki medrese, (Mesudiye ve Zinciriye), doğu-batı maksuresi ve abdesthane kısımları bulunmaktadır. Külliye olarak da adlandırabileceğimiz bu kompleksin içinde büyük dikdörtgen bir avlu yer alır.
Caminin üç ayrı girişi vardır. Doğuda yer alan kapı ana giriş kapısıdır. Ana giriş kapısının iki köşesinde aslan-boğa mücadelesini temsil eden bir kabartma figür yer almaktadır.
Avlunun içinde sekizgen şeklinde bir şadırvan yer alır. Bu şadırvan toplam sekiz sütun üstüne oturtulmuştur.
Avlu içerisinde yer alan sekizgen planlı şadırvan, sekiz adet sütun üzerine oturtulmuştur. Caminin yalnızca tek minaresi bulunmaktadır.
Diyarbakır Ulu Cami Mimarı ve Mimarisi
Diyarbakır Ulu Cami epey eski bir yapı, bahsettiğimiz gibi tarihi milattan önceye kadar dayanıyor. Dolayısıyla bu kudretli yapının mimarının kim olduğunu bilmiyoruz.
Yapı mimari olarak erken İslam döneminin en ünlü camisi olan Şam Emevi Camii'nin Anadolu topraklarına yansıması olarak kabul edilmektedir.
Sık Sorulan Sorular
Diyarbakır Ulu Camii hakkında merak edilenleri derledik. Sık sorulan soruları da yanıtlayalım.
Diyarbakır Ulu Cami kaç yılık?
Diyarbakır Ulu Cami yaklaşık 930 yıldır tamamen cami olarak, 1400 yıldır ise kısmen cami olarak kullanılıyor, ancak yapının tarihi milattan önceye kadar dayanmaktadır. Dolayısıyla yapının kaç yaşında olduğunu söyleyemiyoruz.
Diyarbakır Ulu Cami'nin özelliği nedir?
Diyarbakır Ulu Cami, Kâbe, Mescid-i Nebevi, Mescid-i Aksa ve Şam Emeviye Camisi’nden sonra beşinci Harem-i Şerif yani Kutsal Mabed olarak kabul edilir.
Diyarbakır Ulu Cami eski kilise mi?
Diyarbakır Ulu Caminin ilk olarak hangi amaçla inşa ettirildiğini bilmiyoruz. Fakat yapı Hristiyanlığın doğuşundan sonra 600 yıl süreyle kilise olarak hizmet vermiştir.