Diyarbakır’ın tarihi Sur ilçesinde, 2015 yılında ilan edilen sokağa çıkma yasaklarının ardından evleri tahrip edilen yurttaşlar, aradan geçen 10 yıla rağmen konutlarının kendilerine teslim edilmediğini belirtti. Yurttaşlar, teslim edilmeyen yapıların zamanla farklı amaçlarla kullanılmaya başlandığını ifade ederek, “10 yılda bir şehir yeniden inşa edilirdi. Evlerimizi teslim edin” çağrısında bulundu.

Birleşmiş Milletler Eğitim, Bilim ve Kültür Örgütü’nün (UNESCO) Dünya Kültür Mirası Listesi’nde yer alan Diyarbakır’ın Sur ilçesinde, Aralık 2015’te ilan edilen sokağa çıkma yasakları Cevat Paşa, Dabanoğlu, Fatihpaşa, Hasırlı, Savaş ve Cemal Yılmaz mahallelerini kapsadı. Yasakların fiilen uzun süre devam etmesinin ardından başlatılan yıkım çalışmalarıyla birlikte birçok sokak ve mahalle ortadan kalktı.

EN AZ 4 BİN YAPI YIKILDI

Aralarında tarihi kilise, cami, konak ve hamamların da bulunduğu en az 4 bin yapının yıkıldığı belirtildi. Yıkımların ardından bölgede tek tip mimariye sahip, avlulu ve çevresi kapalı konutlar ile iş yerleri inşa edildi. Göç etmek zorunda kalan Surlu yurttaşların büyük bölümünün farklı mahallelere taşındığı, bazı ailelere ise mülkleri karşılığında para, TOKİ konutları ya da yeni inşa edilen yapılardan seçenekler sunulduğu aktarıldı. Maddi imkânı yetersiz olan ailelerin çoğunun kent dışındaki TOKİ konutlarına yönlendirildiği ifade edildi.

RESTORASYON SÜRECİ VE BEKLEYİŞ

Yıkılan mahallelerde yalnızca tescilli yapıların restorasyonuna başlandığı, bu yapıların sayısına ilişkin net bir bilginin bulunmadığı belirtildi. Birçok aile, doğup büyüdükleri evlerine dönebilmek için sürecin tamamlanmasını bekliyor. Bu ailelerden biri de Aydın ailesi.

“YAŞADIKLARIMIZI UNUTMADIK”

O dönem yaşananları anlatan Sedat Aydın, çatışma sürecini şu sözlerle aktardı:

“İki günlük yasak kalktığı zaman biz evden dışarıya çıktıktan sonra devlet tarafından ağır silahların kullanıldığını, bomba atarların boş kovanlarının bahçemizde olduğunu gördük. Kapı pencerelerimiz kırılmıştı. Bu şekilde başladı ve her geçen gün devletin yaklaşımı daha ağırlaştı, evlerimize baskınlar yapılmaya başlandı, çoluk çocuk kış ayında saatlerce sokakta bırakıldık, bu şekilde gittikçe baskılar ağırlaştı. Biz de buradan çıkmak zorunda kaldık.”

18 KİŞİLİK AİLE KİRADA

Aydın, ailesinin yaşadıklarını şöyle anlattı:

“Ben, annem, çocuklarım ve 3 kardeşim çocuklarıyla beraber Sur’un içindeydik. Bu süreçte bizim evdeydik saldırılar olduğu zaman 4 gün boyunca bizim evin her yerine silahların mermileri geliyordu… Çıkarken de rahatlıkla çıkamadık; polisler bize saldırdı. Hakaretler ile beni ve komşumuzun oğlunu gözaltına aldı. 4 gün gözaltında kaldıktan sonra adli kontrol ve denetimle bırakıldık.”

EVLERİNİ POLİS EŞLİĞİNDE GÖRDÜLER

Çatışmaların sona ermesinin ardından evlerini 20 özel harekât polisi eşliğinde görebildiklerini belirten Aydın, şu ifadeleri kullandı:

“Biz içeri gidip baktığımızda insanlık dışı bir durumda olduğunu gördük… Sokağa çıkma yasağının uzatılma sebebi ise bu yapılan insanlık dışı vahşice saldırının, hiçbir izinin görünmemesiydi.”

“EVLER SAHİPSİZ KALDI”

Aydın, evlerinin hâlâ kendilerine teslim edilmediğini belirterek, “10 yılımız bitti ama evimiz harabe gibi. Fuhuş, uyuşturucu ve alkol mekanı olmuş… Devlet biran önce ya evimizi yapsın ya da bu şekilde bize teslim etsin istiyoruz” dedi.

YÜKSEK KİRA YÜKÜ VE BAŞVURULAR

Evi yıkılan yurttaşlardan Hacı Kartal da 10 yıldır evine giremediğini belirtti. Kartal, “Ben para peşinde, yardım peşinde değilim, isteğimiz evimizin yapılıp bize teslim edilmesi” ifadelerini kullandı. Aylık kira giderlerinin 30 bin TL olduğunu söyleyen Kartal, herhangi bir kira desteği almadıklarını aktardı.

EVLERDE KAÇAK KAZI İDDİASI

Kartal, evlerinde izinsiz kazı yapıldığını iddia ederek yaşananları şu sözlerle anlattı:

“Her gün gelip evimi kontrol ediyorum… Biri emekli polis bir diğeri de Bekçi’ydi… Ben evimi istiyorum… Yani 10 yılda bir şehri komple yıkıp tekrar yapabilirsin ama nasıl oluyor da bir ev yapamıyorlar.”

Kaynak: MA