Devrimci İşçi Sendikaları Konfederasyonu (DİSK), 2026 yılı asgari ücretiyle ilgili taleplerini açıklamak için İstanbul Barosu’nda basın toplantısı düzenledi. DİSK Genel Başkanı Arzu Çerkezoğlu, enflasyon tek haneli rakamlara düşene kadar asgari ücretin yılda en az iki kez güncellenmesi gerektiğini belirtti ve “hedeflenen enflasyon kadar ücret artışı dayatmasının kabul edilemez olduğunu” söyledi.
ASGARİ ÜCRETİN REEL DEĞERİ
Çerkezoğlu, 2025’te resmi enflasyona göre asgari ücret ve diğer ücretlerin yıl boyunca eridiğini ifade ederek, “Hükümet, yüksek enflasyona rağmen yıl boyunca asgari ücreti artırmadı. Bugün bir ailede anne, baba ve iki çocuk çalışsa bile ailenin geliri yoksulluk sınırının altında kalıyor. Açlık sınırı 30 bin liraya dayandı, yoksulluk sınırı 90 bin lirayı çoktan aştı” dedi. Türkiye’de işçilerin yarısının asgari ücretle çalıştığını vurgulayan Çerkezoğlu, 2025’te asgari ücretin yıl boyunca çoğunlukla açlık sınırının altında kaldığını belirtti.
GÜNCELLEME TALEBİ
2024 ve 2025 yıllarında yüksek enflasyon koşullarına rağmen asgari ücretin yıl ortasında artırılmadığını hatırlatan Çerkezoğlu, enflasyon tek haneli rakamlara düşene kadar asgari ücretin yılda en az iki kez güncellenmesi gerektiğini söyledi. Ayrıca 2024’te resmi enflasyon yaklaşık yüzde 45 iken asgari ücrete yalnızca yüzde 30 zam yapıldığını hatırlattı ve 2025 yılında asgari ücretin kaybının 50 bin TL’yi aşacağını vurguladı.
ENFLASYON DAYATMASI KABUL EDİLEMEZ
Türkiye’de enflasyon hedefinin en son 2009’da tutturulduğunu belirten Çerkezoğlu, “Bu gelenek bozulmadı ve 2025 enflasyonu da hedeflenenden yüksek gerçekleşiyor. Emek gelirleri üzerine çok büyük baskı getirecek olan ‘hedeflenen enflasyon kadar ücret artışı’ dayatması asla kabul edilemez” ifadelerini kullandı.
ASGARİ ÜCRETİN BELİRLENME KRİTERLERİ
Çerkezoğlu, asgari ücretin sadece işçinin kendisi için değil, bakmakla yükümlü olduğu kişilerle birlikte geçinebileceği bir ücret olarak belirlenmesi gerektiğini vurguladı. Asgari ücretin enflasyon, genel ücret düzeyi ve ülke ekonomisindeki büyüme dikkate alınarak toplu pazarlıkla saptanması gerektiğini ifade etti. Ayrıca asgari ücretin, kişi başına GSYH’nın belirli bir oranından düşük olmaması gerektiğini söyledi.
SENDİKALAŞMA VE TOPLU PAZARLIK
Asgari ücretin düşük kalmasının temel nedenlerinden birinin sendikalaşma ve toplu pazarlık kapsamının yetersizliği olduğunu belirten Çerkezoğlu, “Sendikanın olduğu yerde asgari ücret olmaz” dedi. Türkiye’deki asgari ücretin Avrupa’daki en düşük seviyelerden biri olduğunu ve 2005’ten bu yana değer kaybettiğini vurguladı.
VERGİ DİLİMLERİNDE DÜZENLEME TALEBİ
Çerkezoğlu, vergi tarifesi ve asgari ücret arasındaki makasın giderek kapandığını belirterek, gelir vergisi dilimlerinin asgari ücret artışına uygun şekilde güncellenmesini, asgari ücret vergi istisnasının matrahtan indirim yoluyla uygulanmasını ve düşük emekli aylıklarının asgari ücret seviyesine çıkarılmasını talep etti.
ÖRGÜTLÜ MÜCADELE ÇAĞRISI
Çerkezoğlu, Türkiye genelindeki işçilere örgütlü olmaları ve sendikalara katılmaları çağrısında bulunarak, DİSK’li olmanın önemine dikkat çekti: “Öncelikle fabrikalarda atölyelerde, okullarda, belediyelerde, hastanelerde, ofislerde, plazalarda, inşaatlarda, madenlerde, tersanelerde evine ekmek götürmek için çalışan, alın teri döken tüm işçi arkadaşlarımızı örgütlü olmaya, sendikalı olmaya, DİSK’li olmaya çağırıyoruz.”