HABER - Halide GÜNEŞ
Türk sinemasının unutulmaz ismi, “Çirkin Kral” lakaplı Kürt oyuncu, yönetmen ve senarist Yılmaz Güney, ölümünün 41. yıldönümünde saygıyla anılıyor. 1 Nisan 1937’de Adana’da doğan Güney, sinemaya adım attığı 1959’dan itibaren sadece Türkiye’de değil, uluslararası platformlarda da önemli başarılara imza attı. Toplumsal gerçekçi sinemanın öncülerinden olan Güney, eserlerinde işçi sınıfı, sosyal adaletsizlikler ve Kürt kültürünü cesurca işledi.
SANAT VE SİYASETİN KESİŞTİĞİ KARİYER
Yılmaz Güney’in kariyeri, hem sanatsal başarılara hem de siyasi olaylara sahne oldu. 1960’ların sonlarından itibaren politik temalara yönelen yönetmen, “Umut” (1970) filmiyle Türk sinemasında yeni bir çığır açtı. Sansüre rağmen yurt dışında büyük ilgi gören bu film, bugün hâlâ ülke sinemasının mihenk taşlarından biri olarak kabul ediliyor.

ÖNEMLİ FİLMLER VE BAŞARILAR
Güney, kariyerinde birçok önemli film çekti. 1966’da “Çirkin Kral” filmiyle halkın sevgisini kazandı. Aynı yıl çektiği “Hudutların Kanunu” filmi, sınırdaki kaçakçılık ve toplumsal bozuklukları cesurca ortaya koydu. 1970’lerde “Ağıt”, “Baba”, “Acı” ve “Umutsuzlar” gibi filmlerle politik ve dramatik anlatımda çıtasını yükseltti. Ancak sinemadaki yükselişi, siyasi nedenlerle sık sık hapis ve sürgünlerle kesintiye uğradı. 1974’te bir yargıcı öldürme suçundan 19 yıl hapis cezası aldı; cezaevinde kaldığı süre boyunca “Yol” ve “Sürü” gibi filmlerin senaryolarını yazdı. “Yol”, 1982 Cannes Film Festivali’nde Altın Palmiye kazandı ve Türkiye sinemasına uluslararası prestij kazandırdı.

ZORLU BİR YAŞAM VE MÜCADELE
Güney’in yaşamı trajedi ve mücadeleyle doluydu. 1967’de evlendiği oyuncu Nebahat Çehre ile ilişkileri şiddet olaylarıyla gölgelendi. 1968’de kendi kurduğu Güney Film şirketiyle yapımcılığa başladı. Ayrıca, 1978’de verdiği bir röportajda mide, böbrek ve karaciğer rahatsızlıklarından bahsetmiş; bu rahatsızlıklar ilerleyen yıllarda mide kanserine dönüştü. 1981’de cezaevinden firar edip Fransa’ya yerleşen Güney, 9 Eylül 1984’te 47 yaşında Paris’te hayata veda etti.

YILMAZ GÜNEY’İN SİNEMAYA KAZANDIRDIKLARI
Yılmaz Güney’in sinemaya kazandırdığı eserler, Türk sinemasının en önemli yapıtları arasında yer alıyor:
Çirkin Kral (1966)
Hudutların Kanunu (1966)
Çirkin Kral Affetmez (1967)
Seyyithan: Toprağın Gelini (1968)
Bir Çirkin Adam (1969)
Umut (1970)
Acı (1971)
Ağıt (1971)
Baba (1971)
Umutsuzlar
Zavallılar (1974)
Arkadaş (1974)
Endişe (1974)
Düşman (1979)
Sürü (1978)
Yol (1981)
Duvar (1983)

TOPLUMCU GERÇEKÇİLİĞİN GÜÇLÜ SESİ
Yılmaz Güney, sadece bir sanatçı değil, aynı zamanda Türkiye’de toplumcu gerçekçi sinemanın en güçlü sesi ve halkın mücadele temsilcisi olarak hafızalarda yerini koruyor. Ölümünün 41. yılında, hem sinemasına hem de toplumsal duruşuna duyulan saygı ile anılıyor.





