Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığında düzenlenen ve Çalışma Genel Müdürü Oğuz Tuncay'ın başkanlık ettiği toplantıya, hükümet kanadı ile işveren tarafını temsil eden Türkiye İşveren Sendikaları Konfederasyonu (TİSK) heyetleri katıldı. Toplantı öncesinde Bakanlığa gelen TÜRK-İŞ Genel Başkan Yardımcısı Ramazan Ağar, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Vedat Işıkhan ile bir ön görüşme yaptı. TİSK Yönetim Kurulu Başkanı Özgür Burak Akkol'un da hazır bulunduğu görüşmede Ağar, komisyon toplantısına katılmama gerekçelerini içeren dosyayı Bakan Işıkhan'a sundu.
TÜRK-İŞ KOMİSYONDA YER ALMAYACAK
Bakanlık bahçesinde basın mensuplarına açıklama yapan Ramazan Ağar, TÜRK-İŞ'in 1974'ten bu yana komisyonda yer aldığını ancak mevcut yapının işçilerin karar sürecine etkisini kısıtladığını vurguladı. Ağar, "Ancak Komisyonun mevcut yapısı, yıllardır işçilerin karar süreçlerinde etkili bir şekilde yer almasına imkan tanımamakta, kararlar çoğunlukla hükümet ve işveren kesiminin oylarıyla alınmaktadır" dedi. Sendikanın aldığı kararın arkasında olduğunu belirten Ağar, "TÜRK-İŞ, almış olduğu kararın arkasındadır ve 2026 yılı Asgari Ücret Tespit Komisyonu çalışmalarına katılmayacaktır. Öncelikle şunu ifade etmek gerekir ki Asgari Ücret Tespit Komisyonunun üye sayıları ve yapısı tartışılabilir olmakla birlikte asgari ücretin seviyesini belirleyen esas unsur ekonomik göstergelerin gerçeğe uygun biçimde değerlendirilmesidir. Bu nedenle, üye sayılarındaki değişimlerden bağımsız olarak, ücret tespitinin ekonomik veri temelli yapılması zorunludur" ifadelerini kullandı.
ENFLASYON KAYBI TELAFİ EDİLMELİ
Geçen yıl TÜİK enflasyonuna rağmen yapılan zammın yetersiz kaldığına işaret eden Ağar, büyümeden kaynaklı refahın çalışanlara yansımadığını dile getirdi. Ağar, "Türkiye ekonomisi son yıllarda büyümekte, Gayri Safi Milli Hasıla artmakta ve kişi başına düşen gelir yükselmektedir. Ancak bu büyümenin oluşturduğu refah, çalışanlara ve emeklilere yansımamakta, gelir artışı toplumun geniş kesimlerine ulaşmamaktadır" diye konuştu. Öncelikli taleplerini sıralayan Ağar, şunları kaydetti: "Bu nedenlerle asgari ücret belirlenirken öncelikle geçtiğimiz yıl karşılanmayan yüzde 14,38'lik enflasyon kaybı tam olarak telafi edilmelidir. Buna ek olarak gıda, ulaşım, kira, eğitim ve fatura kalemlerinde art arda yaşanan yüksek fiyat artışları ile gerçekleşen enflasyonun yol açtığı kayıplar eksiksiz biçimde karşılanmalıdır. Tüm bunların ötesinde ekonomik büyümenin oluşturduğu refahın işçiye yansıtılmasını sağlayacak ilave bir artış yapılması zorunludur."
DEVLETİN TEMEL SORUMLULUĞU VURGUSU
Asgari ücretin bir taban ücret olmaktan çıkıp ortalama ücrete dönüştüğünü belirten Ağar, "Bugün çalışanların yarısından fazlası ya asgari ücretle ya da asgari ücrete çok yakın bir ücretle çalışmak zorunda kalmaktadır. Bu durum, ücret skalasının daralmasına, mesleki kıdem ve vasıf düzeylerinin ücretlere yansımamasına yol açmaktadır. Mevcut eğilim sürdüğü takdirde çalışma barışının bozulmasıyla birlikte nitelikli işgücünün de asgari ücret seviyesine sıkışması riski ortaya çıkacaktır." değerlendirmesinde bulundu. Devletin sorumluluğuna dikkat çeken Ağar, sözlerini şöyle tamamladı: "Yoksulluğu ve hayat pahalılığını en ağır biçimde yaşayan asgari ücretliler, işsizler ve emekliler için insan onuruna yaraşır bir gelir düzeyi sağlamak devletin temel sorumluluğudur. Her bireyin insanca yaşama hakkı, sosyal devlet ilkesinin ayrılmaz bir parçasıdır. Bu nedenle, işçilerin temel ihtiyaçlarını karşılayabilecek, yaşam kalitesini koruyabilecek ve geleceğe güvenle bakmalarını sağlayacak gelir politikalarının hayata geçirilmesi zorunludur. TÜRK-İŞ, bu hakkın eksiksiz biçimde tanınması ve uygulanması için kararlı mücadelesini sürdürecektir. TÜRK-İŞ olarak, toplumun en temel hakkı olan adil gelir ve yaşanabilir ücret için tüm kesimleri sorumluluk almaya ve gerçekçi adımlar atmaya davet ediyoruz."





