Amed Kent Koruma ve Dayanışma Platformu, Kürt sorununun çözümüne dair yürütülen tartışmaların önemli bir aşamasında Ankara'ya kritik bir ziyaret gerçekleştirdi. 27-28 Ocak tarihleri arasında Meclis'te grubu bulunan siyasi partilerle temaslarda bulunan platformun 7 kişilik heyeti, hazırladıkları 10 maddelik öneriyi partilere sundu. Platformun Yönetim Kurulu üyeleri Mahsum Çiya Korkmaz ve Serdar Keskin, bu önemli ziyareti ve bundan sonraki çalışmaları hakkında detaylı bilgiler verdi.

Korkmaz: "Kaygıları ilettik, cesaretli olmaya davet ettik"

Mahsum Çiya Korkmaz, Meclis'teki partilerle görüşme kararını, Şubat ayında Diyarbakır'da sivil toplum örgütleriyle yaptıkları 'Kürt sorununda demokratik çözüm arayışları' çalıştayında aldıklarını belirtti. Kürt sorunu tartışmalarının yoğunlaştığı bu dönemde, Meclis'te grubu olan partilerden randevu talep ettiklerini ve İYİ Parti ile MHP dışında tüm partilerin taleplerine olumlu yanıt verdiğini söyledi. İYİ Parti'nin de daha sonra dönüş yaptığını ekledi.

DEM Parti: Kayyım darbesine boyun eğmeyeceğiz DEM Parti: Kayyım darbesine boyun eğmeyeceğiz

CHP ile yaptıkları görüşmede, yerel seçimlerde elde ettikleri başarıya rağmen Kürt meselesine dair sağlam bir politika oluşturamadıkları eleştirisini dile getirdiklerini aktaran Korkmaz, "Bazı söylemlerin toplumda kaygı yarattığını, daha cesaretli olmaları gerektiğini, aksi takdirde kan kaybedeceklerini ilettik" dedi. CHP'lilerin ise durumun farkında olduklarını ve ellerinden geleni yapacaklarını söylediklerini ifade etti. Diğer partilerin de süreci desteklediklerini ilettiklerini kaydetti.

Korkmaz 1 Zei6

AK Parti ile kritik görüşme: "Kaygılarımızı anladıklarını söylediler"

AK Parti ile yaptıkları görüşmenin detaylarını da paylaşan Korkmaz, Grup Başkanı Abdullah Güler ve Efkan Ala ile görüştüklerini ve hazırladıkları 10 maddelik öneriyi kendilerine sunduklarını söyledi. Toplumun taleplerini ve olması gerekenleri ilettiklerini, olası bir sürecin sekteye uğramasına dair kaygılarını dile getirdiklerini ifade eden Korkmaz, "Kaygılarımızı anladıklarını, dikkate alacaklarını söylediler. Ancak biz daha çok pratiğe yansımasını istedik. Örneğin, dil konusuna vurgu yaptık, 'Kürtleri teslimiyete zorlayan' bir dilin kullanıldığını söyledik. Kayyım atamaları, gözaltılar gibi konuların toplumda büyük kırılmalar yarattığını dile getirdik. Sürecin toplumsallaşmasını istiyorsak, toplumun hassasiyetine dikkat edilmeli ve olumlu adımlar atılmalı dedik" şeklinde konuştu.

"Çözüm konusunda iradeliler"

AK Parti'lilerin taleplerini saygıyla karşıladığını ve çözüm konusunda iradeli olduklarını, geçmiş süreçlerden dersler çıkardıklarını söylediklerini aktaran Korkmaz, hazırladıkları 10 maddelik taleplerin içinde temel özgürlüklerin anayasal güvence altına alınmasının da olduğunu vurguladı. Anayasal zemin olmadan sürecin sürdürülebilir olamayacağını ilettiklerini, bu konuda net bir bilgi almadıklarını ancak kulislerden anayasal bir çalışma yapıldığını duyduklarını ifade etti.

"Sivil Toplum sürece dahil edilmeli"

Amaçlarının toplumun taleplerini ve kaygılarını iletmek olduğunu vurgulayan Korkmaz, "Bu taleplerimizi ilettik ve bu meselelerin siyasi partiler üzerinden değil, tüm sivil toplum örgütlerinin, hak örgütlerinin, meslek örgütlerinin sürece dahil edilmesini istedik. Talepleri iletmek ve barışa dair olumlu süreçlerin arkasında olduğumuzu iletmek amacındayız" dedi. Çalışmalarının devam edeceğini, çalıştay hazırlıkları yaptıklarını ve siyasi partilerin yanı sıra farklı kesimlerle de görüşeceklerini sözlerine ekledi.

Keskin: "Bekle-Gör durumu söz konusu"

Platform Yürütme Kurulu üyesi Serdar Keskin ise görüşmelerin temel amacının, sürecin kalıcı barışa evrilmesi noktasında duydukları kaygıları, çözüm önerilerini ve sivil toplum örgütlerinin yapması gereken çalışmaları görüşmek olduğunu söyledi. Muhalefet partilerine sürece destek sunmaları gerektiğini, iktidar kanadına ise kalıcı barışa zarar verecek uygulamalardan vazgeçilmesi gerektiğini ilettiklerini kaydetti.

Görüşmelerin olumlu karşılandığını belirten Keskin, "Ziyaretlerden bizim izlenimimiz, sürecin daha az katılımcı bir çalışma ile yürütüldüğü yönünde. İktidar ve muhalefet partisi de bunu dile getirdi. Sürecin hassasiyetini göz önünde bulundurarak bu tespitlerini sundular. Böyle bir çalışma var ama tüm partilerde bekle-gör durumu söz konusu" dedi.

Keskin Cy7Y

"STK'lar Türkiye genelinde çalışmalar yapmalı"

Partililerin sorunun çözülmesi gerektiğini ve bu yönde çalışmalar yapacaklarını söylediklerini aktaran Keskin, sivil toplumun da sürece dahil olması gerektiği beklentilerini ilettiklerini ifade etti. Sivil toplumun önce bölgede, sonra Türkiye genelinde barışı konuşabilecek programlar yapmasının önemini vurguladıklarını, partililerin de bu yönde önerilerde bulunduğunu söyledi.

Platform olarak bölgede ve daha sonra Türkiye genelinde bir çalışma yapmayı düşündüklerini dile getiren Keskin, "Bunun için çalıştaylar, toplumu bilgilendirecek paneller düzenleyebiliriz. Öncelikle çalışmalarımız bölgeye dönük, sonra ülke geneline dönük olacak" dedi.

"Süreçten umutluyuz"

Diğer sivil toplum örgütleriyle görüştükten sonra bir takvim oluşturacaklarını anlatan Keskin, "Kürt sorunu gibi sorunların uluslararası çözümüne baktığımızda, dönem dönem çatışmaların ve barışın geliştiğini görüyoruz. Ancak nihayetinde ülkeler, kendi vatandaşlarıyla yaşadıkları sorunları diyalog zemini oluşturarak çözüyorlar. Bugünkü süreçten de umutluyuz. Kalıcı barışa evrilmesi için bizler, sivil toplum örgütleri olarak elimizden geleni yapacağımızın sözünü veriyoruz" diye konuştu.

Kaynak: MA