Sosyal güvenlik sistemi, ağır engelli ve sürekli bakıma muhtaç çocuğu olan annelere özel bir düzenleme sunuyor. Bu düzenleme, hem prim gün sayısı hem de emeklilik yaşı açısından önemli kolaylıklar sağlıyor.
Uygulamanın en dikkat çekici yönü, prim gün sayısına yapılan eklemedir. Başka birinin sürekli bakımına muhtaç derecede ağır engelli çocuğu olan kadın sigortalıların, 1 Ekim 2008 sonrası ödedikleri primler dörtte bir oranında artırılıyor. Yani, çalışan annenin her 4 günlük çalışması Sosyal Güvenlik Kurumu tarafından 5 gün olarak hesaplanıyor. Örneğin, 1200 gün primi olan bir annenin hesabına 300 gün eklenerek toplamda 1500 prim gününe ulaşması mümkün oluyor. Bu destek, yalnızca 1 Ekim 2008 sonrası hizmet süreleri için geçerli.
Emeklilik yaşında indirim
Prim avantajının yanı sıra, düzenleme emeklilik yaşını da etkiliyor. Çalışan annelerin 2008 sonrası kazandığı ek prim günleri, mevcut emeklilik yaşından düşülüyor. Örnek vermek gerekirse, bu kapsamda 8 yıl boyunca prim ödeyen bir anne, toplamda 2 yıl ek prim günü kazanıyor. Bu süre, annenin emekli olacağı yaştan düşülerek daha erken emekli olmasına olanak tanıyor. Sosyal Güvenlik Uzmanı Sertaç Sedat Köksal, bunun özellikle “emeklilikte yaşa takılan” kadınlar için kritik bir çözüm sunduğunu vurguluyor.
Kimler yararlanabilir?
Bu haktan faydalanmak için bazı şartların sağlanması gerekiyor:
- Sigortalı Olmak: Kadının SSK (4A), Bağ-Kur (4B) veya Emekli Sandığı (4C) kapsamında aktif sigortalı olması gerekiyor.
- Ağır Engelli Çocuk: Çocuğun “başkasının sürekli bakımına muhtaç derecede ağır engelli” olduğunu belgeleyen sağlık kurulu raporu bulunmalı.
- Tarih Sınırı: Hem sigortalılık hem de çocuğun ağır engellilik durumunun 1 Ekim 2008 sonrası devam etmesi şart.
Sosyal ve ekonomik önemi
Sertaç Sedat Köksal, düzenlemenin sadece bir sosyal yardım olmadığını, aynı zamanda kadın istihdamını destekleyen stratejik bir adım olduğunu belirtiyor. Ağır engelli çocukların bakım yükünü üstlenen annelerin iş hayatından kopmasını önleyen bu hak, onların sosyal güvenlik sisteminde kalmasını teşvik ediyor. Köksal, “Bu pozitif ayrımcılık, kadının hem ekonomik özgürlüğünü korumasına hem de ileride mağduriyet yaşamadan emekliliğe ulaşmasına olanak tanıyor” dedi.
Uzman, ancak sağlık kurulu raporlarının alınması ve güncellenmesi süreçlerinde yaşanan bürokratik engellerin, hak sahiplerinin sürece erişimini yavaşlatabildiğine de dikkat çekiyor.