AMED TV - Türk-İş Genel Başkanı Ergün Atalay, asgari ücretteki olası artışa ilişkin Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı'nın açıklamalarını değerlendirerek, yüksek enflasyonun işçiler üzerindeki etkilerine dikkat çekti

Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Vedat Işıkhan, Türk-İş'i ziyaret ederek, Genel Başkan Ergün Atalay ve Türk-İş Yönetim Kurulu ile bir araya geldi.

Burada konuşan Atalay, Işıkhan'ın 2024 yılı için belirlenen asgari ücrete artış yapılmayacağı yönündeki açıklamasını değerlendirdi. Atalay, şu ifadeleri kullandı:

'Enflasyonu durdurmadan, tabiri caizse küpün altını kapatmadan küpün üzerine istediğiniz kadar suyu doldurun, kısacası parayı verin paranın bir hükmü kalmıyor. Bunun için biran evvel küpün altını kapatmak lazım, enflasyonu durdurmak lazım. Ondan sonra da toplumun alım gücünü belirli bir noktaya çekmek lazım.'

Altında yeni rekor! 30 Ekim gram ve çeyrek altın fiyatları ne durumda, İşte güncel fiyatlar Altında yeni rekor! 30 Ekim gram ve çeyrek altın fiyatları ne durumda, İşte güncel fiyatlar

1 Mayıs İşçi Bayramı programını bu yıl Bursa'da düzenleyeceklerini vurgulayan Atalay, 'Bu programda ana gündemimiz vergi olacak. Çok kazanandan çok, az kazanandan az vergi alınması lazım. İşçiler ocak ayında aldığı ücreti iki ay sonra vergi kesintileri nedeniyle alamıyor. Bununla ilgili bir düzenlemeye ihtiyaç var. Bu işçiyi de memuru da ilgilendiriyor. Sene başında alınan 20 bin lira, sene sonunda 16 bin liraya düşüyor. Bunun kabul edilebilir bir tarafı yok' diye konuştu.

Atalay, 13. Çalışma Meclisi'nin 29-30 Nisan'da düzenleneceğini anımsatarak, 'Bu toplantıda, sendikalar, sivil toplum örgütleri olarak sıkıntılarımızı bir daha Sayın Cumhurbaşkanına anlatırız. İşçiyi, emekliyi, taşeron işçisini, asgari ücretliyi, fakiri güldürmeden bu ülkede barışı sağlamamız mümkün değil' dedi.

Atalay, konuşmasının devamında şunları kaydetti:

'17 milyon işçinin olduğu ülkede, 2,5 milyon işçi sendikal örgütlü. Bu kabul edilir bir rakam değil. Bu savunabilecek bir rakam değil. Burada evvela Meclis sorumlu, ülkeyi yönetenler sorumlu. Biz de sendikacı olarak sorumluyuz. Düşünebiliyor musunuz? Sıradan bir iş yerinde 1000 kişi çalışıyor, 952 tanesinin üyeliğini alıyoruz. İşveren yetki davası açıyor. Yetki davası mahkemede 7 sene sürüyor. 7 sene sonra ne iş yeri kalıyor ne sendika kalıyor ne bir şey kalıyor. Sendikalar Yasası, 12 Eylül'den kalan, darbe anayasasından kalan bir düzenleme. Anayasa değişikliğine esas işçilerin ihtiyacı var.'